Lübnan Iç Savaşı Neden Çıktı ?

Emre

New member
Lübnan İç Savaşı Neden Çıktı?

Lübnan İç Savaşı, 1975-1990 yılları arasında Lübnan'da gerçekleşen ve bölgedeki etnik, dini, sosyal ve politik gerilimlerin sonucunda patlak veren kanlı bir çatışma dönemiydi. Bu savaş, sadece Lübnan’ı değil, Orta Doğu’nun genelindeki güç dengelerini de etkileyen bir dönüm noktasıdır. Lübnan’ın iç savaşını anlamak için, bir dizi karmaşık faktörün birleştiğini incelemek gerekmektedir.

Lübnan'ın Çeşitli Etnik ve Dini Yapısı

Lübnan, tarihsel olarak çeşitli etnik ve dini grupların bir arada yaşadığı bir ülkedir. Ülkedeki en büyük dini topluluklar, Hristiyan Maruni ve diğer Hristiyan mezhepleri, Şii ve Sünni Müslümanlar ile Druzlar'dan oluşur. Bu dini çeşitlilik, Lübnan’ın hem toplumsal zenginliğini hem de siyasi istikrarsızlığını şekillendirmiştir. Lübnan iç savaşının sebeplerinden birincisi, bu etnik ve dini gruplar arasındaki gerilimlerdir. Lübnan'daki siyasi güç paylaşımı, 1943'te kabul edilen “Taif Anlaşması”na dayanarak, bu dini grupların nüfus oranlarına göre belirlenmişti. Ancak, yıllar içinde bu denge bozulmuş ve özellikle Hristiyanların çoğunlukta olduğu bölgeler, nüfus artışı ve göçler sonucu hızla değişmiştir.

Bu demografik değişim, özellikle Lübnan’ın Şii Müslüman nüfusunun artışı ile kendini göstermiştir. Şii nüfusunun artışı, Hristiyan topluluklar arasında endişelere yol açarken, bu durum siyasi arenada eşitsiz temsil sorunlarına da yol açtı. Lübnan’daki bu demografik değişim, iç savaşın temel sebeplerinden biri haline geldi.

Bölgesel Güçlerin Müdahalesi

Lübnan’ın iç savaşının patlak vermesindeki bir diğer önemli faktör, bölgesel güçlerin ülkeye müdahalesiydi. Lübnan, Orta Doğu’daki stratejik konumu nedeniyle, hem Arap ülkelerinin hem de Batılı güçlerin ilgi odağı haline gelmişti. 1960'lı yıllarda, Lübnan’daki Filistinli mültecilerin sayısının artması, Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) ile birlikte Lübnan’a gelen radikal Arap güçlerinin etkisini arttırmıştı. Bu durum, özellikle Hristiyan topluluklarının endişelerini arttırdı, çünkü FKÖ’nün etkinliği Lübnan’ın bağımsızlığını tehdit ediyordu. Bu ortamda, Lübnan’daki Hristiyanlar, İsrail ile gizli bir ittifak kurarak FKÖ’ye karşı bir mücadeleye girmeye başladı.

Ayrıca, Lübnan’daki iç karışıklıkların büyümesinde, Suriye'nin ve Suudi Arabistan'ın etkisi de büyük olmuştur. Suriye, 1976’da Lübnan'a müdahale ederek, özellikle Şii ve Druze topluluklarına destek vererek savaşın seyrini değiştirmiştir. Aynı şekilde, İsrail, 1982’de Lübnan’a müdahale ederek, Hristiyanları desteklemeye başlamış ve Filistinli güçleri Lübnan’dan çıkarmayı amaçlamıştır. Ancak, bu müdahaleler, Lübnan’daki iç savaşı daha da karmaşık hale getirmiştir.

Siyasi Çöküş ve Çatışan İdeolojiler

Lübnan’ın iç savaşında rol oynayan bir diğer önemli faktör ise ülkedeki siyasi çöküş ve çatışan ideolojilerdi. Lübnan'da 1970'lerin başında iktidarda bulunan Hristiyan liderlerin, ülkedeki siyasi istikrarı sağlamakta zorlanmaya başlamaları, bir dizi grubu tatmin etmeyen adaletsiz bir yönetim anlayışını beraberinde getirdi. Lübnan’daki siyasi yapı, büyük ölçüde dini temellere dayanıyor ve hükümetin, ülkedeki dini gruplar arasındaki dengeyi koruma amacı güdüyordu. Ancak, bu denge zamanla bozulmuş, özellikle Hristiyanların siyasi güçteki üstünlükleri, diğer dini ve etnik grupların haklı taleplerini göz ardı etmeye başlamıştır.

Sosyal ve ekonomik eşitsizlikler, Lübnan halkı arasında huzursuzluk yaratmış ve bu huzursuzluk, çatışmalara yol açan bir dizi şiddet olayına neden olmuştur. Özellikle yoksul bölgelerde yaşayan Şii Müslümanlar ve Druzlar, Hristiyanların ekonomik ve siyasi ayrıcalıklarına karşı protestolar düzenlemişlerdir. Ayrıca, Filistinli mültecilerin Lübnan’a gelmesi, bu toplulukların da Lübnan’ın iç siyasetinde önemli bir aktör haline gelmelerine yol açtı.

Lübnan İç Savaşı'nın Başlangıcı

Lübnan’daki iç savaş, 13 Nisan 1975’te Beyrut'ta Hristiyan milisler ve Filistinli güçler arasında yaşanan silahlı bir çatışma ile patlak vermiştir. Bu çatışma, özellikle Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta yoğunlaşmış ve şiddet giderek arttıkça, ülkedeki diğer dini ve etnik gruplar da çatışmalara dahil olmuştur. Lübnan’daki savaş, kısa süre içinde çok uluslu bir çatışmaya dönüşmüş, ülkedeki çeşitli dini gruplar ve dış güçler arasında taraflar netleşmiştir.

Beyrut, savaşın merkez üssü olmuş ve bu durum, şehrin kuzey ve güneyinin birbirinden farklı yönetilmesine yol açmıştır. Hristiyanlar, Beyrut’un batısında; Şii ve Sünni Müslümanlar ise şehrin doğusunda yoğunlaşmışlardır. Ayrıca, Lübnan’ın diğer bölgelerinde de benzer bir bölünme yaşanmış ve bu bölünmeler, savaşı daha karmaşık hale getirmiştir.

Sonuç ve Etkileri

Lübnan iç savaşı, 1990 yılında Taif Anlaşması ile sona erdi. Ancak savaşın etkileri, yalnızca Lübnan’ı değil, bölgedeki diğer ülkeleri de etkilemiştir. Lübnan’daki dini ve etnik yapının daha da bölünmesine yol açan bu savaş, aynı zamanda Orta Doğu’daki güç mücadelesinin bir parçası haline gelmiştir. Savaş, Lübnan’daki yüzbinlerce kişinin hayatını kaybetmesine, milyonlarca kişinin evsiz kalmasına yol açmış ve ülkedeki sosyal yapıyı uzun yıllar boyunca derinden etkilemiştir.

Lübnan’ın iç savaşının çıkmasında etkili olan temel faktörler, etnik ve dini gruplar arasındaki gerginlikler, bölgesel müdahaleler ve siyasi krizlerdir. Bu çatışmalar, Lübnan’ı yıllarca süren yıkıcı bir iç savaşa sürüklemiş ve ülkenin siyasi yapısını kalıcı şekilde değiştirmiştir.