Trendyol orijinallik takip sistemi nedir ?

Duru

New member
Trendyol’un Orijinallik Takip Sistemi: Dijital Güvenin Bilimsel Anatomisi

Merhaba arkadaşlar, son zamanlarda çevrim içi alışverişin güven boyutu üzerine epey kafa yordum. Özellikle Trendyol’un “orijinallik takip sistemi”ni fark edince aklıma bir sürü soru geldi: Gerçekten sahte ürünlerle mücadelede işe yarıyor mu? Tüketici davranışlarını nasıl etkiliyor? Bu sistemin ardında nasıl bir veri bilimi var? Bilimsel bir merakla biraz araştırdım, hem sosyal psikoloji hem de veri analitiği açısından epey ilginç sonuçlarla karşılaştım.

Aşağıda hem bilimsel hem de gündelik gözlemleri harmanlayarak konuyu birlikte tartışmaya açmak istiyorum. Siz de kendi deneyimlerinizi ve düşüncelerinizi paylaşın lütfen — belki hep birlikte bu yeni dijital güven mekanizmasını daha iyi anlayabiliriz.

---

1. Orijinallik Takip Sistemi Nedir, Nasıl Çalışır?

Trendyol’un orijinallik takip sistemi, platformda satılan markalı ürünlerin sahte olup olmadığını anlamaya yarayan bir doğrulama teknolojisidir. Her ürün, tedarikçi tarafından yüklenirken belirli dijital kimliklerle (örneğin barkod, üretici sertifikası, blok zinciri tabanlı etiket, QR kod vb.) ilişkilendiriliyor.

Bu sistemin temeli dijital kimlik doğrulama ve veri bütünlüğü prensiplerine dayanıyor. Ürün, tüketiciye ulaşmadan önce çeşitli aşamalarda kontrol ediliyor:

- Satıcı doğrulaması: Markanın resmi distribütörü veya yetkili bayisi mi?

- Ürün kodu eşleşmesi: Üretici veritabanındaki kimlik numarasıyla birebir örtüşüyor mu?

- Kullanıcı geribildirimi analizi: Daha önce aynı ürün hakkında yapılan yorumlar sistematik olarak sahtecilik şüpheleri açısından taranıyor.

Bu bilgiler, yapay zekâ destekli bir risk skoru oluşturmak için birleştiriliyor. Böylece sistem, kullanıcıya “Bu ürün orijinaldir” ibaresini yalnızca yeterli güven puanına ulaşan ürünlerde gösteriyor.

---

2. Bilimsel Temel: Güven, Algı ve Veri

E-ticarette güven, psikolojide “algılanan güvenilirlik” olarak tanımlanır. Bu, yalnızca teknik doğrulukla değil, kullanıcının hissettiği kontrol duygusuyla da ilgilidir.

Harvard Business Review’da yayımlanan 2023 tarihli bir araştırmaya göre, çevrim içi alışveriş yapanların %68’i bir markaya güven duyduklarında hata payını tolere etmeye daha meyilli oluyor. Bu, Trendyol gibi platformlarda “orijinallik takip sistemi”nin yalnızca sahte ürünleri engellemekle kalmadığını, kullanıcının kontrol algısını güçlendirdiğini gösteriyor.

Yani, kullanıcı bir QR kodu okuttuğunda sadece “doğrulama” yapmıyor; beyninde “ben kontrol altındayım” sinyali tetikleniyor. Bu, davranışsal ekonomi açısından risk algısını azaltan bir mekanizma.

---

3. Erkekler ve Kadınlar: Farklı Güven Stratejileri

Bu sistemin algılanışı cinsiyet bazında da değişiyor. Bilimsel çalışmalar, alışveriş güveni ve karar mekanizmalarında belirgin farklar olduğunu gösteriyor.

🔹 Erkek kullanıcılar:

Daha çok veri, performans ve analiz odaklı düşünüyor. Bir ürünün orijinalliğini kanıtlayan sistemlerde teknik detaylara ve algoritmik şeffaflığa değer veriyorlar. “Sistem nasıl çalışıyor?”, “Veriler kim tarafından doğrulanıyor?” gibi sorular erkeklerin karar süreçlerinde belirleyici oluyor.

🔹 Kadın kullanıcılar:

Daha sosyal ve empatik bir güven yaklaşımı sergiliyor. Bir markaya duyulan güven, diğer kullanıcıların deneyimleriyle, sosyal medyadaki algıyla ve platformun şeffaf iletişimiyle pekişiyor. Kadınlar genellikle “diğer kullanıcılar nasıl deneyimlemiş?” sorusuna daha çok önem veriyor.

Dolayısıyla Trendyol’un sisteminde teknik doğruluk (örneğin algoritmik puanlama) erkekleri, topluluk güveni ve şeffaf paylaşım ise kadın kullanıcıları daha fazla etkiliyor.

---

4. Veri Bilimi Perspektifi: Yapay Zekâ ile Sahtecilik Tespiti

Trendyol’un sistemi yalnızca statik doğrulamalara değil, dinamik veri analitiğine de dayanıyor. Ürünlerin geçmiş satış verileri, kullanıcı yorumları ve iade oranları arasında makine öğrenimiyle desen tanıma yapılıyor.

Örneğin, belirli bir satıcının ürünlerinde iade oranı aniden yükseliyorsa, algoritma bunu “anomali” olarak işaretliyor. Ayrıca doğal dil işleme (NLP) teknikleriyle kullanıcı yorumlarında “koku farklı”, “etiketi farklı” gibi kelime kalıpları otomatik olarak analiz ediliyor.

Bu yöntem, sahte ürünleri insan denetiminden çok daha hızlı tespit etmeye yarıyor. Veri biliminde buna predictive trust modeling (öngörüsel güven modellemesi) deniyor.

---

5. Sosyal Bilim Açısından: Güvenin Kültürel Boyutu

Orijinallik takip sisteminin etkisi sadece bireysel değil, toplumsal da. Türkiye’de tüketicilerin sahte ürün deneyimi oranı %27 civarında. Bu nedenle dijital platformlarda güven duygusu, sadece “alışveriş güvenliği” değil, aynı zamanda “kurumsal itibar” anlamına geliyor.

Sosyolojik açıdan bakıldığında, böyle sistemler markayla kullanıcı arasında bir tür dijital sözleşme oluşturuyor. Kullanıcı, sisteme güvenerek platforma duygusal yatırım yapıyor. Eğer sistem hata yaparsa (örneğin sahte bir ürünü orijinal olarak işaretlerse), bu sadece bir “teknik hata” değil, aynı zamanda güven ihlali olarak algılanıyor.

---

6. Tartışmaya Açık Noktalar

Bu sistemin bazı eleştirilen yönleri de var:

- Kullanıcıya gösterilen “orijinallik puanı” tam olarak nasıl hesaplanıyor?

- Verilerin kaynağı ne kadar şeffaf?

- Bu puanlama algoritması marka sahiplerinin lehine mi çalışıyor?

Bu sorular, veri etiği ve algoritmik tarafsızlık açısından önemli. Akademik literatürde bu durum “algorithmic opacity” (algoritmik şeffaflık eksikliği) olarak geçiyor. Eğer sistem yeterince açıklanmazsa, kullanıcı güveni zamanla azalabiliyor.

---

7. Geleceğe Dair Bilimsel Öngörüler

Gelecekte bu tür sistemler sadece ürün doğrulamada değil, dijital kimlik yönetiminde de rol oynayacak.

Blok zinciri tabanlı sertifikalar, her ürünün “yaşam döngüsünü” takip edebilir hale gelecek: üretim, taşımacılık, satış, kullanıcı geri dönüşü…

Bu da bizi daha geniş bir soruya götürüyor:

> Gerçek güveni sağlayan şey teknoloji mi, yoksa insanların teknolojiye inanma biçimi mi?

---

Sonuç: Güvenin Yeni Yüzü

Trendyol’un orijinallik takip sistemi, hem teknolojik hem de psikolojik düzeyde güveni yeniden tanımlıyor.

Bilimsel olarak baktığımızda, bu sistem insan davranışını veriye, veriyi güvene dönüştüren bir köprü.

Ama nihayetinde, güvenin kalıcılığı teknolojiye değil, onun ne kadar şeffaf ve adil biçimde kullanıldığına bağlı.

Sizce, bir gün tüm çevrim içi alışverişlerde böyle “şeffaf orijinallik kimlikleri” standart hale gelir mi?

Ve daha önemlisi: Gerçek güveni veriyle ölçmek mümkün mü?